TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan net mesaj: Terörsüz bir Türkiye kurmak zorundayız
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Türkiye, 40 yıldır terör belasıyla uğraşan bir ülkedir, artık terörün sınırlarımız içinde hiçbir hüküm sürmediği bir Türkiye'yi kurmak mecburiyetindeyiz." dedi.
Kurtulmuş, İl Genel Meclisi toplantı salonunda düzenlenen "Burdur Sivil Toplum Buluşması" programında yaptığı konuşmada, dünyanın önemli bir döneme girdiğini hep birlikte gördüklerin söyledi.
Her gün farklı gelişmelerin olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Hem bölgemizde hem küresel ölçekte yepyeni gelişmelerin önümüzde sürekli birbirini takip ederek devam edeceği bir sürece doğru gidiyoruz. Burada hem bölgesel olarak hem küresel anlamda Türkiye'nin güçlü bir şekilde ayakta durmaktan başka hiçbir şansı yoktur." diye konuştu.
Kurtulmuş, bu bölgede gününü gün ederek, vaktini boşa geçirerek, birtakım sağdan soldan esen rüzgarlara kapılarak Türkiye'nin güçlü, büyük bir millet olarak var olmasının mümkün olmayacağını ifade etti.
Anadolu coğrafyasının sürekli birtakım türbülansların, mücadelelerin içinde olduğunu anlatan Kurtulmuş, bugüne kadar Türkiye'nin güçlü bir ülke olarak varlığını sürdürdüğünü vurguladı.
Bölgede özellikle bundan sonraki süreçte birtakım gelişmelerin ortaya çıkacağını, bu gelişmelerin artarak devam edeceğini ve hiç şüphesiz bu bölgede olan her bir gelişmenin doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye'ye etkileyeceğini, etkilemekte olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Onun için öncelikle dünyadaki, bölgedeki gelişmelere hazırlıklı olmak, büyük devlet refleksiyle büyük millet refleksiyle bunlara karşı cevaplarımızı hazırlamamız, kendimizi güçlü şekilde tahkim etme mecburiyetimiz vardır. Her şeylerden önce bu bölgede güçlü şekilde ayakta durabilmenin ötesinde bizim koşmak mecburiyetimiz var." dedi.
- "TÜRKİYE 40 YILDIR TERÖR BELASIYLA UĞRAŞAN BİR ÜLKEDİR"
Bir asır önce kurdurulan terör örgütleriyle Osmanlı Cihan Devletinin parçalanma sürecinin içerisine sürüklendiğini hatırlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bugün de aynı şekilde emperyalist güçler yıllardır bölgemizde ve Türkiye'de terör örgütlerine destek veriyorlar. Bu örgütlerin hepsinin silah destekleri, istihbarat destekleri, lojistik destekleri, siyasi destekleri kimler tarafından sağlanıyor. Bu büyük güçler, bu terör örgütlerinin arkasında durmasın inanın birkaç gün içerisinde yıkılır giderler. Afrika'da insanların içecek yarım bardak suyu yok. Yarım lokma ekmeği yok. Ellerinde on binlerce dolarlık ölüm makineleri var. Orada Boko Haram isimli örgüt kurduruyorlar. Başka uluslardaki örgütleri oraya taşıyorlar. Her ülke arasında terör örgütleri vasıtasıyla sınır ihtilafları çıkartarak birbirlerine düşman hale getiriyorlar. Bu oyunu bozmak zorundayız."
TBMM BAŞKANI NUMAN KURTULMUŞ, SÖZLERİNİ ŞÖYLE SÜRDÜRDÜ:
"Türkiye 40 yıldır terör belasıyla uğraşan bir ülkedir. Artık Allah'ın izniyle terörün sıfırlandığı, terörün artık sınırlarımız içerisinde hiçbir şekilde hüküm sürmediği bir Türkiye'yi kurmak mecburiyetindeyiz. Bunun için en büyük güvencemiz milletimizin birlik ve beraberlik ruhudur. Bu kadar çok uğraşmalarına, bu kadar çok fitne fesat çıkartmaya çalışmalarına rağmen, Türk'ün Kürt ile, Kürt'ün Türk'le bir problemi yoktur. Bu ülkede Alevi'yle Sünni arasındaki kadim dostluğu, kardeşliği bozacak hiçbir güç emeline ulaşamamıştır. Ne Alevi'nin Sünni'yle ne de Sünni'nin Alevi'yle bir problemi yoktur. Bunu güçlü bir şekilde sağlayarak yolumuza devam edeceğiz. Siyasi görüşlerimiz, dünya görüşlerimiz, çözümlemelerimiz farklı olabilir. Türkiye'nin geleceğine yönelik tekliflerimiz farklı olabilir. Her birimizin durduğumuz noktada mezheplerimiz, meşreplerimiz, etnik kökenlerimiz farklı olabilir ama hep birlikte Türkiye'yi oluşturuyoruz ve hep birlikte 85 milyon büyük milletin fertleri olarak ay-yıldızlı bayrağın altında yaşıyoruz."
Seçilmiş başbakanları darağacında asılmış, 70 yıllık çok partili siyasi hayatta, 5 kere darbeler ve darbe teşebbüsleriyle yolu kesilmeye çalışılmış bir milletin evlatları olduklarını ifade eden Kurtulmuş, "Her darbe teşebbüsünden sonra millet yeniden iradesine sahip çıkarak ortaya çıkmış ve kendi demokrasisini tahkim etmiştir. TBMM Başkanı olarak söyleyebilirim ki bugün dünyanın temsil gücü en yüksek parlamentolarından birisi TBMM'dir. 14 siyasi parti var, bunlardan 6 tanesinin Meclis'te grubu var. TBMM'de konuşarak, tartışarak millete ait her meselenin müzakere edilebildiği bir demokratik ortamı rahatlıkla inşa ediyor ve bu ortamı sürdürüyoruz." diye konuştu.
Kurtulmuş, Türkiye demokrasisinin kalitesini, vasıflarını artırmanın en önemli hedefleri arasında olduğunu vurgulayarak, bir diğer önemli hedefin de Türkiye'nin ekonomik gücünün daha da ileriye götürülmesi olduğunu belirtti.
Türkiye'nin alım gücü bakımından dünyanın en büyük ekonomilerinden bir tanesi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin önde gelen ekonomilerden biri haline gelmesi için her türlü ekonomik gelişmenin önünü açmak, desteklemek, güçlendirmek mecburiyetindeyiz. Burada devletin, kamu kurum ve kuruluşlarının üzerine düşen sorumluluk, bu alanlarda yapılacak işleri kolaylaştırmak. Yatırımcıların, özellikle özel sektörün önünü açmak ve çok daha güçlü bir Türkiye ekonomisinin kurulabilmesi için mücadele etmektir."
- "TÜRK MÜHENDİSLERİ DÜNYAYA ÖNCÜLÜK EDEBİLECEK NOKTAYA GELDİ"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'nin son yıllarda sanayi ve teknoloji alanındaki hamlelerinin dünyada ilgiyle ve dikkatle takip edildiğini söyledi.
İHA ve SiHA'larda dünyadaki en önde gelen 2-3 ülkeden birisinin Türkiye olduğunu belirten Kurtulmuş, Türkiye'nin bugün helikopter motorunun tamamını, uçak motorunun da büyük kısmını yapabildiğini belirtti.
Kurtulmuş, Türkiye'de çok güçlü bir mühendislik ordusunun yetiştiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Milli savunma sanayi sektöründe çalışan Türkiye'deki mühendislerin yaş ortalaması 33'dür. ABD'deki mühendislerin yaş ortalaması 50 küsurdur. Bundan sonra savunma sanayisinde Türk mühendisleri dünyaya öncülük edebilecek bir noktaya gelmişlerdir. Bakın, TUSAŞ'da 2 hafta önce yaşanan saldırılardan hemen sonra hastanelerde yaralılarımızı ziyaret ettik. Saldırılardan kurtulmuş, hastanede yatan insanlar, eli kolu sarılı, kafası gözü sarılı. O vaziyette 'Kalkacağız, hemen işimizin başına gideceğiz ve daha güçlü bir şekilde üretmeye, daha güçlü bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz.' diyorlar. Allah'a şükür böylesine şuurlu bir şekilde var olan genç kadrolarımız, mühendis ve yönetici kadrolarımız var. Bu yüksek teknolojilerin sadece savunma alanında değil, her alanda fevkalade iyi yetişmiş gençlerimizin olduğunu gittiğimiz birçok kurumda görüyor ve bununla iftihar ediyoruz. Bundan 10 sene evvel, 20 sene evvel hayal zannettiğimiz alanlarda, Türkiye'nin yüksek teknolojililerle önünün hızla açılmaya başladığı, hakikaten tarihi bir fırsatın arifesinde olduğumuz açıktır. Dolayısıyla teknoloji ve sanayi alanındaki yatırımlarımızı güçlendirmeye, bu alanlarda gücümüzü artırmayı, ekonomik olarak Türkiye'nin daha güçlü bir ekonomi haline gelmesini temin edeceğiz."
- "BUNDAN SONRA DÜNYA TEK KUTUPLU OLMAYACAK"
Kurtulmuş, Türkiye'nin eğitim alanındaki öneminden bahsederek, sadece sistem kurmanın, yatırımlar yapmanın yeterli olmayacağını söyledi.
Bunları hem daha ileriye götürmek hem de daha iyi şekilde korumak için nitelikli insan gücüne ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, yeni kurulmasına rağmen Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin dünyada ilk 1500 üniversiteden biri olmasının önemli olduğunu vurguladı.
Kurtulmuş, Türkiye'nin eğitim alanında önemli mesafeler aldığını, milletin hiçbir zaman bir yerde durmadığını ifade ederek, bu coğrafyada koşmaktan başka çare olmadığını vurguladı.
Herkesin aynı istikamete bakıp, aynı istikamete oklarını atacağını anlatan Kurtulmuş, "Birimiz Hanya'ya diğerimiz Konya'ya gidersek yol yürümemiz mümkün değildir. Hanya'ya gideni de avlarlar Konya'ya gideni de. Dolayısıyla milletçe hep birlikte büyük hedeflere doğru yürümek, ikinci asrına girdiğimiz Cumhuriyetimizin bu asrını tüm milletimizin seferber olma ruhuyla bir 'Türkiye Yüzyılı' haline getirmek, sözü güçlü, gücü tesirli Türkiye'yi gerçekleştirmek hepimizin ayrı ayrı sorumluluğudur." diye konuştu.
Türkiye'nin uluslararası alandaki gücünü tahkim ederek yola devam edeceklerini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Dünya yeni bir döneme giriyor. ABD'nin, 2022'nin yaz aylarında Afganistan'dan apar topar çekilmesiyle dünya siyasetinde yeni bir dönemin kapıları açıldı. Nasıl Berlin duvarının yıkılması dünyada yeni bir dönemi başlattı, yani iki kutuplu bir sistemi sona erdirdiyse Amerika'nın Afganistan'dan çekilmesiyle de Amerika'nın tek başına idare ettiğini zannettiği dünya sistemi çöktü. Şimdi yeni bir sistem, Amerika son zamanlarda ne yapacak? 'Trump geldi şöyle mi böyle mi olur?' diye sepetlerindeki pamukları dökmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte dünya tek kutuplu bir dünya olmayacak. Bir tek ülkenin ya da bölgenin yönettiği dünya olmayacak. Dünya çok kutupluluğa doğru gidiyor. Dünyanın her bölgesinde birden fazla gücün, etkisinin olduğu çok fazla güç denklemlerinin geçerli olduğu yeni bir döneme doğru gidiyoruz."
- "TÜRKİYE KENDİ EKSENİNİ TAHKİM EDİYOR"
Numan Kurtulmuş, bu süreçte Türkiye'nin hem bölgesinde hem yeryüzünde etkili bir siyasal güç olarak, etkili bir ülke olarak adından en çok bahsettirecek ülkelerden birisi olduğuna işaret etti. Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Çok kutuplu dünya sisteminin içerisinde gücü hem Doğu hem Batı ile hem zengin hem gelişmekte olan ülkelerle hem Müslüman coğrafyasıyla hem diğer dünyanın bütün coğrafyasıyla Asya'sı, Afrika'sı, Latin Amerika'sı, Rusya'sı ile Çin'i ile Avrupa Birliği ile Amerika ile tüm dünya merkezleriyle bir tek eksen üzerinde ilişkilerimizi geliştireceğiz ve daha güçlü olacağız. Yıllardır 'Türkiye'nin ekseni kayıyor.' deniyor ya Türkiye'nin ekseni kaymıyor, Türkiye kendi eksenini tahkim ediyor. Bizim kendi milli eksenimizi tahkim etmek, milli menfaatlerimizi esas alan dış politikayı çok daha güçlü hale getirmek mecburiyetimiz var. Nasıl içeride dirliği birliği sağladıysak, dışarda da inşallah yakın çevremizden başlayarak normalleşme süreçleri çerçevesinde bölgemizdeki ülkelerle olan sorunları da hızlı şekilde telafi edip, yolumuza devam etmek mecburiyetindeyiz."
Türkiye'nin güçlü olabilmesinin yolunun tek tek şehirlerin gücünden geçtiğine değinen Kurtulmuş, ülkenin tüm şehirlerinin potansiyelini en iyi şekilde kullanabilmesi gerektiğini aktardı.
Kurtulmuş, Burdur'un da tarımdan tarihi yapılarına, üniversitesine kadar önemli potansiyele sahip olduğunu, sivil toplum kuruluşlarının halkın sesini siyasete yansıtabilecek güçlü çalışmalar içinde olması gerektiğini sözlerine ekledi.