ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Cumhurbaşkanı Erdoğan öğretmen adayları için müjdeyi verdi: 25 bin yeni öğretmen atama süreci başladı

AA - | Son Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan öğretmen adayları için müjdeyi verdi: 25 bin yeni öğretmen atama süreci başladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Suriye ve Gazze meselesine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'nin bölünmesine izin vermeyeceğiz. Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz" diyerek Orta Doğu'daki krize değindi. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, atama bekleyen öğretmen adayları için de 25 bin öğretmen atama sürecinin başladığını duyurdu.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin ikinci döneminin 38. toplantısını gerçekleştirdiklerini belirtti.

Toplantıda, ekonomiden tarıma, dış politikadan güvenlikle ilgili konulara kadar çok geniş bir yelpazede gündemdeki meseleleri etraflıca değerlendirdiklerini bildiren Erdoğan, toplantıda aldıkları kararların ve yaptıkları istişarelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Kabine olarak yoğun bir gündemle Türkiye'ye hizmet mücadelesini kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Eğilmeden, bükülmeden, zorbalıklar karşısında asla geri adım atmadan milletimizin hakkını ve hukukunu en güçlü biçimde savunuyoruz. Büyüyen ve güçlenen Türkiye gerçeğine, bölgemizdeki gelişmeler başta olmak üzere birçok alanda şahit olmaya başladık. 11-13 Nisan'da düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görmemiz açısından yeni bir fırsat teşkil etti. 'Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek' temasıyla tertiplenen Foruma, 21'i devlet ve hükümet başkanı düzeyinde olmak üzere toplam 155 ülkeden 6 bini aşkın katılımcı iştirak etti. Forum süresince gerçekleştirilen 50 oturumda eğitimin dönüştürücü gücünden iklim krizine, yükselen korumacılık dalgasından çok kutupluluğa pek çok konu yetkin isimler tarafından ele alındı. Gazze ve Suriye'ye dair oturumlar ülkemizin zulüm karşısındaki vicdanlı duruşunun sergilenmesi noktasında fevkalade önemliydi.

Biz de açılış hitabımızda Türkiye'nin Suriye ve Gazze başta olmak üzere bölgesel meselelere dair net tavrını ortaya koyduk. İnsanlığın beşten büyük olduğunun altını bir kez daha çizdik. Filistin halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya ilan ettik. Suriye'deki çıkarlarımızı koruma noktasında tereddüt göstermeyeceğimizi tekrar teyit ettik. Karşılıklı saygı ve ortak menfaatler temelinde Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi geliştirmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın bir an önce son bulması için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğimizi vurguladık. Ayrıca Forum kapsamında 15 ikili görüşme gerçekleştirdik."

"ENDONEZYA İLE İLİŞKİLERİMİZİN YAKALADIĞI İVMEDEN BAHTİYARLIK DUYUYORUZ"

Antalya Diplomasi Forumu'nda dünyanın 155 ülkesinden 6 binin üzerinde katılımcının iştirakiyle uluslararası bir etkinliği daha başarıyla icra ettiklerini anlatan Erdoğan, "Aylar süren titiz bir hazırlık ve emek neticesinde bizlere bu gururu yaşatan Dışişleri Bakanlığımızı ve Foruma destek veren tüm kuruluşlarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum." açıklamasını yaptı.

"Gerilimlerin tırmandığı sürekli yeni krizlerin baş gösterdiği bir dönemde Türkiye olarak adaleti, barışı, diplomasiyi öncelemeye devam edeceğiz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Forumdan bir gün önce, 10 Nisan tarihinde Endonezya Cumhurbaşkanı Sayın Subianto ve heyetini ülkemizde misafir ettik. Dostum Subianto'nun Meclisimizde iki ülke tarihine ve münasebetlerine dair mesajları tarafımızdan memnuniyetle karşılanmıştır. Dört asrı aşan kardeşlik bağlarımızın olduğu Endonezya ile ilişkilerimizin geniş bir yelpazede yakaladığı ivmeden bahtiyarlık duyuyoruz. Ticaret hacmimizi 10 milyar dolara taşımakta kararlıyız. Savunma sanayinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kuracağımız yeni ortaklıklarla inşallah bu hedefe ulaşacağız."

"DIŞ POLİTİKADAKİ HEDEFLERİMİZİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRMENİN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ"

"Orta Doğu'daki her gelişme, her kriz, her sorun doğrudan doğruya bizi, ülkemizi, milletimizi, ekonomimizi, güvenliğimizi ilgilendirmektedir. Girişimci, proaktif ve cesur bir anlayışla hadiseleri okumak, politikalarımızı da buna göre güncellemek mecburiyetindeyiz." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye olarak bu mücadelede güçlü kurumlara sahibiz. 500 yıllık mazisiyle hariciye teşkilatımız bugün 260'ı aşkın temsilciliğiyle dünyanın en geniş beş diplomatik ağı arasında yer alıyor. TİKA'mız, AFAD'ımız, Kızılay'ımız, Türk Hava Yollarımız, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız, Türkiye Maarif Vakfı ve diğer kurumlarımız birbirinden önemli projelere imza atıyor. İstihbarat diplomasisi alanında da çok ciddi tecrübe kazandık. Askeri mevcudiyetimiz genişlerken, savunma sanayi ürünlerimiz doğudan batıya, kuzeyden güneye birçok ülke tarafından kullanılır hale geldi. Türkiye'nin sert güç ve yumuşak güç unsurları daha önce hiç olmadığı kadar dış politikamızda etkin rol oynuyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sağladığı avantajları da kullanarak şimdi tüm bunları aynı hedefe teksif ediyor, bölgedeki değişimin olumlu yönde seyretmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Sabırla, soğukkanlılıkla ve stratejik akılla mücehhez bir bakış açısıyla dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz."

"TÜRKİYE ÇOK KUTUPLU DÜNYADA BİR KUTUP BAŞI OLARAK AĞIRLIĞINI HİSSETTİRMEKTE"

"Muhalefet yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için Batı'ya ve Batılı medya kuruluşlarına yalvarırken, biz Türkiye'nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Mandacılık hastalığından kendini kurtaramayan ana muhalefetin bizim bu ufkumuzu, bizim vizyonumuzu, bizim diklenmeden dik duruşumuzu, Türkiye'yi 23 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değil. Onlar bırakın dünyayı okumayı, burunlarının dibini bile görmekten acizler. Ülkemizde son 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak bir donanıma, bilgiye ve kavrayışa da sahip değiller. Batı karşısında mahcup ve mağlup, kendi devletine karşı mağrur ve müfsit bir karakterle adeta zihnen mefluç olmuş durumdalar. Muhalefet görmese de şu gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor. Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir. Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır."

"KİMSE KIŞKIRTMALAR KARŞISINDAKİ SERİN KANLI TAVRIMIZI ZAFİYET ALGILAMAMALI"

Milletin ve tüm dünyanın Türkiye'nin her halükarda sulhu sükunun tarafında olduğunu bilmesini istediğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye, her komşusunun, her dostunun, her kardeşinin kendisinden emin olduğu bir ülkedir, böyle bir devlettir. Ama aynı zamanda Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu veya düşmanlığı test edilecek bir ülke değildir. Biz istiklal ve istikbalimiz uğrunda gerekirse baş veririz ama asla zalime baş eğmeyiz. Kimse hatalı hesap yapmamalı, kışkırtmalar karşısındaki serin kanlı tavrımızı asla bir zafiyet olarak algılamamalıdır. Özellikle Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, buna göre söylemlerini ve politikalarını ayarlamalı, örgüt gibi değil, devlet gibi hareket etmelidir."

"Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa, açık söylüyorum, karşısında Suriye hükümetiyle birlikte bizi de bulacaktır. Terör koridoruyla Suriye'nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimalin ortadan kalktığını belirtti.

Erdoğan, 8 Aralık devrimiyle birlikte bu ülkede artık yeni bir dönemin başladığını, Suriye toparlandıkça istikrara ve huzura kavuştukça bunun kazananının tüm bölge ve bölgedeki tüm halklar olacağını dile getirdi.

Türkiye'nin bu yeni sürecin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacağını vurgulayan Erdoğan, Gazze'de yaşayanların da öz yurtlarında güvenli, huzurlu ve özgürce yaşamaları için gereken her türlü desteği vermeye devam edeceklerinin altını çizdi.

Erdoğan, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine giderek daha fazla maruz kalındığını belirterek, "Amerika yerlilerine atfedilen şu sözün manasını anladığımız günlerdeyiz. 'Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde ve son balık öldüğünde o zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız.' İnsanlık olarak bizden öncekilerden devraldığımız ve çocuklarımızın bize emaneti olan tabiatı, havayı, suyu, toprağı, hoyratça kullanmanın faturasına daha çok muhatap olduğumuz bir dönemin içindeyiz." şeklinde konuştu.

İklim değişikliğinin bazen kuraklık, bazen sel, dolu ve zirai don gibi meteorolojik olaylarla kendini belli ettiğine dikkati çeken Erdoğan, hava şartlarına bağlı olan tarımsal üretimin de iklim değişikliğinden en çok etkilenen alanların başında geldiğini, geride kalan beş günlük dönemde bunun bir kez daha yaşandığını kaydetti.

Erdoğan, hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler sebebiyle ülkenin belli bölgelerinde don, kar yağışı, dolu olaylarıyla karşı karşıya kalındığını dile getirerek, kimi yerlerde termometrelerin eksi 17 dereceyi gösterdiğini, bazı bölgelerde son 30 yılın en düşük sıcaklık değerlerinin ölçüldüğünü hatırlattı.

Tüm üreticilere ve çiftçilere geçmiş olsun dileğinde bulunan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tarım ve Orman Bakanlığımız ilk günden beri süreci yakından takip etti. Fakat ülkenin başına gelen her felaketi fırsata dönüştürmek isteyen habis zihniyet, burada da boş durmadı. Hasar tespit çalışmaları henüz tamamlanmadan millete korku salma adına her türlü manipülasyona başvurdular. Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutun da yurt dışına bağımlı olacağımıza, bütün bunlara kadar bir sürü tezviratı ortalığa boca ettiler. Tarım Bakanlığımız dün yaptığı açıklamayla, karşı karşıya olduğumuz ilk tabloyu ortaya koydu. Buna göre bazı hususları tekrar açıklığa kavuşturmakta fayda görüyorum.

Başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurt içi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek bir risk yok. Lakin eksi 17 dereceye düşen sıcaklıklardan dolayı belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu. İlk tespitlerimiz kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor. Hasar tespit çalışmalarımızın tamamlanmasına müteakip durum daha net ortaya çıkacaktır. Üretimin devamlılığını ve arz güvenliğini sağlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır."

"HÜKÜMETİMİZ BU ZOR GÜNLERİNDE ÇİFTÇİLERİMİZİN YANINDA"

Bu olayın Tarım Sigortaları Havuzu'nun (TARSİM) önemini tekrar hatırlattığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, don, sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin yüzde 70'i kadarının devlet tarafından ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıt olunmasının büyük önem taşıdığını bildirdi.

TARSİM uygulamasının başladığı 2006'dan bugüne kadar üreticilere 38,5 milyar lira prim desteği ve 33,5 milyar lira hasar tazminatı ödendiğini belirten Erdoğan, çiftçilerden de bu konuda azami hassasiyet beklediklerini söyledi.

Bugünkü kabine toplantısında üreticilerin zararını tazmin konusunda neler yapılabileceğinin enine boyuna değerlendirildiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranına göre karşılanması için Tarım Bakanlığımız çalışmalarına başladı. Tarım Bakanımıza konuyu çiftçilerimizle yakın istişare halinde yürütmesi için gereken talimatları verdim. Şahsen biz de yapılan bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz. Üreticilerimize tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hükümetimizin tüm imkanlarıyla, tüm kapasitesiyle bu zor günlerinde çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında olduğunun bilinmesini istiyorum."

"74 CANIMIZIN 44'ÜNÜ YİNE AŞIRI HIZDAN KAYBETTİK"

Milletçe dayanışmanın perçinlendiği, muhabbetin güçlendirildiği, birlik ve beraberliğin büyütüldüğü bir bayramın daha geride bırakıldığını anımsatan Erdoğan, tek bir canın dahi trafik kazasında kaybedilmemesi için 28 Mart-6 Nisan tarihlerinde trafik güvenliğinin en üst seviyede tutulduğunu söyledi.

Erdoğan, 69 bin polis ve jandarma personelinin ülkenin dört bir yanında görev başında olduğunu belirterek, trafik kazaları ve can kayıplarının önüne geçmek için bayramlarını görev başında geçirenlere teşekkür etti.

Bayram tatilinde geçen seneye göre denetim sayısının yüzde 30 artırıldığını, tedbirler sayesinde bu yıl ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında yüzde 4,6 oranında düşüş olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fakat yine de 74 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine maalesef engel olamadık. 10 bin 199 kardeşimiz de trafik kazalarında yaralandı. Vefat eden kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılarımıza ise acil şifalar niyaz ediyorum. Burada şu vahim gerçeği açıkça ifade etmek zorundayım. Hepimizi acıya boğan bu kazaların en büyük nedeni aşırı hızdır. 6 bin 268 kazanın yüzde 41'i hız ihlalinden kaynaklandı. 74 canımızın 44'ünü yine aşırı hızdan kaybettik." diye konuştu.

Havalimanlarında 42 bin 521 uçak trafiğiyle 6 milyon 108 bin yolcuya hizmet sunulduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek hızlı tren, ana hat, bölgesel trenler ve şehir içi raylı sistem hatlarını ise 10 milyon 540 bin kişinin kullandığını ifade etti.

Artık yollarda milyonlarla ifade edilen araç, 100 milyonlara yaklaşan yolcu rakamlarından bahsedildiğine dikkati çeken Erdoğan, "Yollarımızdaki trafik hareketliliği ve yolcu sayılarındaki bu artışlar şüphesiz doğu, batı, kuzey, güney demeden ülkemizi baştan başa yüksek standartlı yol ağıyla donatmamızla doğrudan bağlantılıdır. 2002 yılında 6 bin 101 kilometrelik bölünmüş yolumuz varken bugün bu rakam 29 bin 734 kilometreye çıktı. Sadece 6 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken, bugün bu sayı 77'ye yükseldi." diye konuştu.

Bölünmüş yolların, ülkenin yol ağının yüzde 43'ünü oluşturduğunu ve trafiğin yüzde 83'üne hizmet verdiğini anlatan Erdoğan, bu yollarla trafik güvenliğini, seyahat hızını ve konforunu artırdıkları gibi trafik kazalarındaki ölüm oranlarında da düşüş sağladıklarını söyledi.

"FARKLI TEDBİR VE YATIRIMLARLA YOL GÜVENLİĞİMİZİ ARTIRIYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de Türkiye'deki toplam araç sayısının yaklaşık 8,5 milyon, şehirler arasındaki ortalama hızın ise saatte 40 kilometre olduğunu; bugün araç sayısı 31,5 milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahat hızının 90 kilometreye çıktığını dile getirdi.

Taşıt hareketliliği yüzde 195 oranında artarken, kaza yerinde can kaybının 15'te 1 oranında gerilediğini bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Özellikle kafa kafaya çarpışmalardan kaynaklı trafik kazalarının ve bu kazalardan kaynaklı ölümlerin büyük oranda önüne geçtik. Trafik güvenliğine yönelik yatırımlarımız bölünmüş yollarla sınırlı değil. Son 10 yılda yol ağımızda toplam 6 bin 100 kilometre banket sarsma bandı uygulaması gerçekleştirdik. Bu uygulama sayesinde yoldan çıkma türü kazalar, hamdolsun, yüzde 40 oranında azaldı. Ayrıca 2024 yılı sonu itibarıyla devlet ve il yolları genelinde toplam 33 bin kilometre oto korkuluk bulunuyor. Bunun dışında da farklı tedbir ve yatırımlarla yol güvenliğimizi artırıyoruz. Trafik kazalarını daha da aşağı çekmek için sürücü kaynaklı ihlallerin de mutlaka önüne geçmemiz gerekiyor."

Erdoğan, yakın zamana kadar trafik güvenliğini tehdit eden ve milletin tepkisine yol açan ihlallerin başında kanunsuz çakar kullanımının geldiğini belirterek, "Cezaların artmasıyla illegal çakar kullanımı yüzde 80 oranında düştü. Bunu sıfırlayana kadar denetimlerimizi sürdüreceğiz." dedi.

Trafikte kural ihlallerine yönelik caydırıcılığın artırılması ve bu yolla trafik güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak İçişleri Bakanlığınca bir çalışma yürütüldüğünü bildiren Erdoğan, "Milletimizden gelen şikayetlere özellikle kulak verilerek hazırlanmakta olan bu çalışmayı ilgili tüm taraflarla istişare ettikten sonra kamuoyumuzun ve Meclisimizin takdirine sunacağız. Böylece trafik magandaları başta olmak üzere halkımızın güvenliğini tehdit edenlere karşı daha caydırıcı tedbirler uygulanmasını sağlayacağız." diye konuştu.

"BİZİM İŞİMİZ HİZMET VE ESER ÜRETMEK"

Yeni yol yatırımları ve güvenlik odaklı uygulamalarla trafik kazalarından kaynaklanan can kayıplarını daha da azaltmaya kararlı olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Nisan Cumartesi günü Antalya Havalimanı Genişleme Projesi ve yeni terminal binalarının açılışını yaptıklarını, böylelikle turizmin başkenti Antalya'yı yıllık 82 milyon yolcu kapasitesine sahip muhteşem bir esere kavuşturduklarını dile getirdi.

Yeni terminal binalarının Antalya ve Türkiye için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile projede emeği geçen tüm kurumları kutladı.

"Bizim işimiz hizmet ve eser üretmek. Biz milletimize efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"İllerimizi ve insanlarımızı oy tercihlerine göre ayıranlardan olmadık. Biz, milletimizi kucaklaştırmanın, şehirlerimizi kalkındırmanın derdindeyiz. Bizim ufkumuzda sadece büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmek var. Bizim vizyonumuzda milletimizi asırlık hayalleriyle buluşturmak var. 23 yıldır muhalefetin engelleme girişimlerine rağmen daima bunun için çalıştık, bunun için ter döktük, emek verdik. İnşallah bundan sonra da 85 milyon için aşkla çalışmaya devam edeceğiz. Rabbim bizi millete ve memlekete hizmet yolundan ayırmasın."

"10 bini Milli Eğitim Akademisine olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının atama takvimi ve diğer detaylarla ilgili kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemde yapacağını söyledi.

Erdoğan, "Bu vesileyle gözbebeğimiz olan evlatlarımızı kendilerine emanet ettiğimiz kıymetli öğretmenlerimize, emekleri ve fedakarlıkları dolayısıyla ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum." ifadesini kullandı.


Etiketler:
cumhurbaşkanı erdoğan kabine toplantısı beştepe