Cumhurbaşkanı Erdoğan: İlim yayma hikayesi Türkiye'nin hikayesidir. Bizim de hikayemizdir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti'nin kimliğini her zaman layıkıyla taşımaya gayret ettiklerini belirterek, "İlim yayma hikayesi Türkiye'nin hikayesidir ve bizim de hikayemizdir." dedi. Erdoğan, Cemiyetin üç çeyrek asırlık tarihiyle Türk milletinin gurur kaynağı olduğunu ifade etti ve bu camianın bir mensubu olmaktan her zaman onur duyduklarını belirtti. İlk gençlik yıllarından itibaren İlim Yayma Cemiyeti çatısı altında bulunduklarını, burada ülkesine ve milletine hizmet aşkıyla dolu birçok insan tanıdıklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti programına bir video mesaj gönderdi. Mesajında, İlim Yayma Cemiyeti'nin, üç çeyrek asırlık tarihiyle Türk milletinin medarı iftiharlarından biri olduğunu belirten Erdoğan, "Biz de bu camianın bir mensubu olmaktan daima şeref duyduk. İlk gençlik yıllarımızdan itibaren bu güzide çatının altında yer aldık. Burada kalbi ülkesine ve milletine hizmet aşkıyla dolu nice insan tanıdık." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü; Peygamber Efendimizin, insanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır emrini kendine rehber edinmiş nice vakıf insanıyla gönüllüdaşlık yaptık. Burada hepsini saymaya kalksak buna zaman kifayet etmez. Aralarında Emin Saraç Hoca Efendi, Raşit Küçük Hoca Efendi gibi kıymetli isimlerin de olduğu nice büyüğümüz dünya defterini kapattı, ebedi aleme göç eyledi. Rabbim hepsinden razı olsun. Ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin. Bu insanların hepsi adlarını milletimizin kalbine yazdırmışlardır.

İlim Yayma cemiyetinde yol yürüdüğümüz arkadaşlarımızın bir kısmıyla daha sonra siyasette birlikte mücadele ettik. Bu aziz çatı altında edindiğimiz değerler, hasletler ve prensipler hayatta olduğu gibi siyasette de bize yol gösterdi. İlim Yayma Cemiyeti'nin kimliğinin omuzlarımıza yüklediği yükü her zaman layıkıyla taşımaya gayret ettik. Evet, ilim yayma hikayesi Türkiye'nin hikayesidir. Bizim de hikayemizdir. Cemiyetin kuruluşunda olduğu gibi bizler de ciddi zorluklarla karşılaştık. Hak etmediğimiz itham ve iftiraların muhatabı olduk. Haksızlıklara maruz kaldık. Doğrudan canımıza kasteden kalleş saldırıların hedefi olduk. Ama inandığımız değerlerden ve hedeflerimizden asla taviz vermedik. İman varsa imkan da vardır inancıyla mücadeleyi hiçbir zaman bırakmadık. Bunda ilim yayma bünyesinde öğrendiğimiz ve kendimize pusula edindiğimiz hasletlerin tabii ki büyük rolü bulunuyordu.

Bakın şunu çok açık ve net ifade etmek isterim. İlim Yayma cemiyetinin sadece bir gönüllü teşekkülü değildir. Aynı zamanda bir gönül hareketidir. Cemiyetin özellikle millete, ümmete ve insanlığa faydalı nesiller yetiştirme misyonu her türlü takdirin üzerindedir. İlim Yayma cemiyetinin eğitim ve sivil toplum hizmetlerine de yeni bir soluk kazandırmıştır. 100'ün üzerinde İmam Hatip Lisesi cemiyetin katkılarıyla hayata geçti. Ülkemizin dört bir yanındaki öğrenci yurtları ve eğitim merkezlerinden on binlerce talebe yetişti. İlim ve irfan hırkasını giymiş ufuk sahibi o talebeler daha sonra bürokrat, siyasetçi, iş adamı, akademisyen olarak ülkemize başarıyla hizmet ettiler. Milletten aldıklarını yine millete vermenin gayretinde oldular. Allah'a hamdolsun. İlim yayma ocağı tüttümeye halen devam ediyor.

Bilhassa ihtiyaç sahibi öğrencilerimizin elinden tutan cemiyetlerimiz bu ülkenin istikbalini nakış nakış işliyor. Dünyanın savrulduğu tabloyu gördükçe bunların ne kadar kıymetli ve stratejik çalışmalar olduğunu daha iyi anlıyoruz. Biliyorsunuz benim sık sık hatırlattığım bir kelamı kibar var. Ehl-i irfan şöyle diyor: "Bir yıl sonrasını düşünüyorsanız, tohum ekin. On yıl sonrasını düşünüyorsanız, fidan dikin. Yüz yıl sonrasını düşünüyorsanız, insan yetiştirin." Bizim de tüm gayemiz işte budur. İnsan yetiştirmek, insan yetiştirmek. Bizden devraldığı sancağı çok daha yukarılara taşıyacak dava ve misyon sahibi nesiller yetiştirmek. Rabbime sonsuz hamdü senalar olsun. Bu konuda çok ümitvarım. TEKNOFEST gençliği maşallah gümbür gümbür geliyor. Tüm saldırılara ve kara propagandaya rağmen yeni nesiller daha şuurlu, daha dirayetli, daha mücadeleci yetişiyor.