Yahudi aktör Briski'den çarpıcı dış politika çıkışı: ABD ittifakını değil, Türkiye'nin yer aldığı ittifakları seçmeliyiz

Arjantin'in mevcut yönetiminin dış politikasını eleştiren Arjantinli Yahudi aktör Briski 'Birçok Arjantinli için Arjantin-ABD ittifakı, yabancı yatırımcı demek. Ancak bunun yerine Türkiye'nin de içinde yer aldığı BRICS gibi yeni ekonomik ittifaklara katılarak daha geniş bir ekonomik nüfuza sahip bir düzen oluşturulmalı. Yani ulusal davalara sempati duyan bir ittifaktan bahsediyorum' dedi.

Arjantin'de 22 Ekim 2024'te düzenlenen "Martin Fierro Film Ödülleri" gecesinde yaptığı konuşmada, "Gazze asla yenilmeyecek." ifadesini kullanmasının ardından bazı kesimlerce hedef gösterilen Arjantinli Yahudi aktör Norman Briski, AA'ya değerlendirmede bulundu.

"(Gazze asla yenilmeyecek) Elbette bu sözleri tekrar söylerdim." diyen Briski, "Sadece benim mesleğimdeki insanlar değil, birçok sektörden kişiler de Filistin halkının mücadelesini, davasını ve egemenliğini destekliyor. Soykırım nedeniyle yıkılan şehirlerin yeniden inşasına katkı sağlamak ve Filistin halkına destek olmak için çok sayıda gönüllü insan var." diye konuştu.

İsrail ordusunun halen Filistinli sivillerin yaşadığı bölgelere saldırmaya devam ettiğini belirten Briski, "İsrail, bu saldırıları başlangıçta olduğu gibi çocukları ve kadınları da kapsayan bir soykırıma dönüştürmekle tehdit ediyor." ifadesini kullandı.

Taraflar arasındaki ateşkesin bozulması durumunda İsrail'in suçlamayı Hamas'a yönelteceğini söyleyen Briski, "Hamas, İsrail için bir terör örgütü olabilir ancak aslında halkını temsil eden bir direniş hareketidir. Gazze Şeridi'ndeki Filistinliler, bir tür gettoya hapsedilmiş durumda ve İsrail bunu, ülkesine tehdit oluşturmamaları için yaptığını öne sürüyor." değerlendirmesini yaptı.

- "FİLİSTİN ÜZERİNE BİR TİYATRO OYUNU HAZIRLIYORUM"

Gazze'deki saldırıların Arjantin'de birçok kez protesto edildiğini hatırlatan Briski, "Filistin üzerine bir tiyatro oyunu hazırlıyorum. Hiç kuşkusuz, İsrail devleti tarafından köleleştirilen ve baskı altında tutulan Filistin halkının onurlu mücadelesini yansıtacak. Bu halk, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir savunma kapasitesi sergiliyor." ifadelerini kullandı.

Briski, siyonizmin uluslararası medyadaki gücüne değinerek şunları kaydetti:

"Arjantin'de bu duruma (İsrail'in saldırıları) karşı dayanışma gösteren birçok insan var ancak medya onların seslerini bastırıyor. Uluslararası medyanın büyük bir kısmı siyonizmin kontrolünde. Filistinlilerin tarih boyunca verdiği özgürlük mücadelesi, sonunda Filistin'in bağımsız bir devlet olarak tanınması, Birleşmiş Milletlere (BM) tam üye olması ve kültürel-sosyal haklarının korunmasıyla sonuçlanmalı. Aynı zamanda, Filistin davasına sempati duyan İsraillilerin de bu sürece dahil edilmesi ve sürece saygı duyulması gerekiyor."

- "ULUSAL DAVALARA SEMPATİ DUYAN BİR İTTİFAKTAN BAHSEDİYORUM"

Briski, Arjantin'in mevcut yönetiminin dış politikasını da eleştirerek "Birçok Arjantinli için Arjantin-ABD ittifakı, yabancı yatırımcı demek. Ancak bunun yerine Türkiye'nin de içinde yer aldığı BRICS gibi yeni ekonomik ittifaklara katılarak daha geniş bir ekonomik nüfuza sahip bir düzen oluşturulmalı. Yani ulusal davalara sempati duyan bir ittifaktan bahsediyorum." diye konuştu.

ABD Başkanı Donald Trump'ın "Filistinlilerin Gazze'den sürgün edilmesi" planına tepki gösteren Briski, "Soykırımı doğrudan veya dolaylı olarak kışkırtan ABD emperyalizmi, şimdi de arabuluculuk rolü üstlenmeye çalışıyor elbette İsrail'in çıkarları doğrultusunda. Bu durum uluslararası toplum tarafından açıkça reddedildi. Barışa hiçbir şekilde hizmet etmeyecek." dedi.

- "YAHUDİLİK VE SİYONİZMİ KARIŞTIRMAK CİDDİ BİR HATA"

Briski, İsrail'in saldırılarına karşı çıkan Yahudilere dikkati çekerek sözlerini şöyle tamamladı:

"Yahudilik ve siyonizmi birbirine karıştırmak ciddi bir hata. İsrail devleti bizzat soykırım icra ediyor ve bu, dünyadaki birçok Yahudi için kabul edilemez. Çünkü Yahudiler içinde de Filistinlilerin kendi topraklarında özgürce yaşamasını savunan gruplar var. Günün sonunda hepimiz Samilerin çocuklarıyız. 7 Ekim'den (2023) sonra Filistin halkı, onurunu daha güçlü şekilde savunuyor. Bu mücadele, dünyada özgürlük ve egemenlik talep eden birçok halk için bir örnek teşkil ediyor. Bence bu, olağanüstü bir şey. Hem sembolik hem de cesaretin ve özgürlüğün anlamını ortaya koyan bir sevgi kanıtı."