İlk Trump-Biden karşılaşması: İmajlar sözlerin önüne geçti
Her iki adayın da yaşları düşünüldüğünde, TV tartışması seçmenlerin gözünde neredeyse bir sağlık kontrolü gösterisine dönüştü. Adayların sahnede nasıl durdukları, sözlerinden daha önemli bir sinyal olarak ortaya çıktı.
University of Cincinnati'den Bekir İlhan, dün akşam televizyonda canlı yayında gerçekleşen Donald Trump-Joe Biden karşılaşmasını AA Analiz için kaleme aldı.
Donald Trump ve Joe Biden dün akşam bir televizyon programında karşı karşıya geldi. Her 2 adaya da ekonomiden göçmenliğe kadar çok çeşitli politika konularında sorular soruldu. Ancak uzun zamandır beklenen tartışma, politikaların doğru bir şekilde rekabet edebileceği bir platform olmaktan uzak kaldı ve Amerikalı seçmenlerin pek çok sorusu cevapsız kaldı. Her 2 aday da zafer kazandığını iddia ederken, birçok Amerikalı, ülkeleri için en iyi tercihin bu olup olmadığını sorguladı.
Sözler değil imajlar konuşuldu
Her iki adayın da yaşları düşünüldüğünde, TV tartışması seçmenlerin gözünde neredeyse bir sağlık kontrolü gösterisine dönüştü. Adayların sahnede nasıl durdukları, sözlerinden daha önemli bir sinyal olarak ortaya çıktı. Bu nedenle, mesajlarının içeriğinden ziyade sunumu seçmenlerde daha fazla yankı buldu. Biden'ın sağlık sorunları kürsüye çıktığı andan itibaren kendini belli etti. Pek çok kişinin Biden'ın 4 yıl daha görevde kalıp kalamayacağını merak etmesi şaşırtıcı değil. Öte yandan Trump'ın öngörülemez kişiliğinin doğuracağı sonuçlar da pek çok seçmen için endişe kaynağı.
Başkanlık için TV tartışmaları Amerikan siyasetinde yaygın bir uygulama olsa da son tartışmanın zamanlaması açısından alışıldık olduğu söylenemez. Haziran ayında, seçimden aylar önce düzenlenen ilk tartışma, seçmenleri ilgilendiren önemli politika tartışmalarından yoksundu. Bununla birlikte TV tartışmasının bu kadar erken bir dönemde gerçekleşmesi adaylara kampanyalarının geri kalanı boyunca fayda sağlayabilir. Bir bakıma, tartışma her iki adayın da hasar kontrolü yapmaları için erken bir fırsat sağlamış oldu. Bu aşamada alınan dersler, kampanya stratejilerinin gelecekteki yönünü şekillendirmek için yol gösterici olacaktır.
Bu tür TV tartışmaları genellikle adayların seçmenleri politikalarına ikna etmekten ziyade kişiliklerinin başkanlığa ne kadar uygun olduğunu kanıtlamaya çalıştıkları bir vitrine dönüşür. Siyasi olarak kutuplaşmış bir toplumda, sadece birkaç televizyon tartışmasıyla geniş kitleleri ikna etmek zaten zordur. İletişim çağında ise adayların seçmenlere ulaşabileceği pek çok araç ve mecra mevcut. Bu anlamda televizyon tartışmaları, adayların duruşlarının ve yargılarının sınandığı bir zihinsel savaşa dönüşüyor. Amerikalı seçmenler dün geceki münazarada bunu ilk elden tecrübe etti ve sonuçlar hiç de iç açıcı değildi.
Negatif kampanya stratejileri yine ön planda
Rakibin seçmen tabanını mobilize etmeyi amaçlayan olumsuz kampanya yöntemleri, Amerika Birleşik Devletleri'nde bu seçim döneminde kampanya stratejilerinin merkezinde yer alıyor gibi görünüyor. Öncelikli hedef, karşı tarafın seçmenlerini çekmek değil, aksine onların siyasi dayanıklılıklarını ve heyecanlarını azaltarak sandığa gitme cesaretlerini kırmak. İlk TV tartışması bu eğilimin bir başka örneğiydi, çünkü her iki aday da seçmenleri fikirlerini ve tercihlerini kendi lehlerine değiştirmeye ikna edemedi.
Trump'ın kampanyası uzun süredir Biden'ın fiziksel ve zihinsel sağlığını hedef alan bir strateji izlerken kendisini de oldukça iyi durumda göstermeye odaklanmıştı. Ve Trump dün sahnede bunu istismar etmekten yine çekinmedi. Biden'ın kampanyası ise Trump'ın yasal sorunlarına odaklanarak onu "hüküm giymiş bir suçlu" olarak yansıtıyor. Mayıs ayında Trump, New York'taki bir mahkemede 34 suçtan suçlu bulunmuştu. Her ne kadar yasal sürecin siyasallaşması etrafında sert tartışmalar yaşansa da her iki aday da kararın ardından oy pusulalarına işaret etti. Trump "gerçek karar 5 Kasım'da halk tarafından verilecek" derken, Biden "Trump'ı Oval Ofis'ten uzak tutmanın tek yolu sandıktır" dedi.
Seçimin sonucunu tahmin etmek için henüz çok erken olsa da Trump çoğu ankette az bir farkla önde görünüyor. Ve bu tür kamuya açık tartışmalar, adaylara kendi kendilerini yok etmek için geniş bir alan sundukları için risklidir. Bu tür ortamlarda önemli olan kimin en az zarara uğradığıdır. Günün sonunda seçmenler, keskin bir duruş sergileyen Trump'ın yanında tökezleyen bir Biden imajına tanık oldular.
[Bekir İlhan, University of Cincinnati, School of Public and International Affairs'te Siyaset Bilimi alanında doktora adayıdır.]*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.