ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Haksızlık ve soykırımı çocuklara anlatmak

AA - | Son Güncelleme Tarihi:
Haksızlık ve soykırımı çocuklara anlatmak

Çocuklar çevrelerindeki yetişkinlerin tutum ve davranışlarını model alır. Yetişkinlerin haksızlıklara karşı duyarlı ve aktif olduğunu gören çocuklar, bu tutumları benimseyebilirler.

Psikolog Dr. Saliha B. Selman-Adıyaman, trajik olayların farklı yaşlardaki çocuklara nasıl anlatılması gerektiğini ve çocuklara nasıl yol gösterilebileceğini AA Analiz için kaleme aldı.

Bugün Gazze'de yaşanan trajik olaylar ve insan hakları ihlalleri, çocuklar tarafından da fark edilmektedir. Bu tür olaylar, çocukların adalet ve insan hakları bilincini nasıl gelişeceği ve bu süreçte onlara nasıl yaklaşmamız gerektiği açısından büyük önem taşır. Soykırım ve haksızlık gibi konuları çocuklara anlatmak özen ve dikkat gerektirir. Bu nedenle, çocuklara bu tür bilgileri aktarırken yaşlarına ve gelişim seviyelerine uygun bir dil kullanmak, katılımlarını desteklemek, duygusal tepkilerini dikkatle izleyip gerekli desteği sağlamak ve medya etkisini göz önünde bulundurmak önemlidir.

Çocukların düşüncelerinin ve seslerinin karar alma süreçlerine dahil edilmesi, onların gelişimi ve toplumda aktif bir rol üstlenmeleri açısından büyük önem taşır[1]. Bu yaklaşımda dört temel unsur öne çıkar: Görüşlerini ifade etme fırsatı verme (yer/mekan), görüşlerini ifade etmelerini destekleme (ses), dikkatle dinleme (dinleyici) ve görüşlerinin harekete geçmesini sağlama (etki). Örneğin, Gazze'deki olayları çocuklara anlatırken, onların bu konuda ne hissettiklerini ifade etmeleri için güvenli bir ortam oluşturmak önemlidir. Çocukların bu tür zorlayıcı konular hakkında konuşmalarına olanak tanımak ve onları dikkatle dinlemek, duygularını ve düşüncelerini ciddiye aldığımızı gösterir. Ayrıca, çocukların önerilerini dikkate almak, örneğin bir yardım kampanyası düzenlemeleri gibi somut adımlar atmaları, onların bu süreçte aktif bir rol oynamalarına yardımcı olabilir. Böylece, çocuklar yalnızca olayları anlamakla kalmaz, aynı zamanda kendilerini bu sürecin bir parçası olarak hissederler.

Yaş faktörü

Farklı yaşlardaki çocuklar olayları ve duyguları farklı şekillerde anlar[2,3], fakat bu küçük çocuklara olayların anlatılmaması gerektiği anlamına gelmez; sadece onların farklı yollarla anlayabileceğini gösterir [4,5]. Okul öncesi dönemindeki çocuklar, sembolik düşünme yeteneği geliştirirler, ancak kapasiteleri henüz gelişim aşamasındadır [6,7]. Bu yaş grubundaki çocuklar genellikle "Neden o çocuklar çadırlarda kalıyorlar?" gibi daha kişisel ve somut sorular sorabilirler. Bu nedenle, onlara haksızlıkları basit ve sembolik hikayelerle anlatmak etkili olabilir. Örneğin, "O çocuklar, yaşadıkları yerlerde güvenli bir evleri olmadığı için çadırlarda kalmak zorunda kalıyorlar. Biz de onlara yardım etmek için oyuncak ve kıyafet gönderebiliriz." gibi ifadeler kullanılabilir. Bu tür hikayeler empati geliştirmelerine yardımcı olabilir [8].

İlkokul çağındaki çocuklar, mantıklı düşünme yeteneği kazanır ve olayların arkasındaki nedenleri merak etmeye başlarlar[6,9]. Bu yaş grubundaki çocuklar, "Bu olaylar neden oluyor?" gibi daha detaylı sorular sorabilirler. Bu nedenle, onlara somut örnekler ve basit tarihsel bilgilerle açıklamalar yapmak uygundur. Örneğin, "Gazze'deki çocuklar İsrail'in saldırıları nedeniyle evlerini ve okullarını kaybettiler. Bizim onlara yiyecek, kıyafet ve kitap göndermemiz onların hayatını biraz olsun kolaylaştırabilir." gibi ifadeler kullanılabilir.

Ergenlik dönemindeki çocuklar[6,10], soyut düşünme yeteneği kazandıkları için daha karmaşık ve geniş çaplı sorular sormaya başlarlar. Örneğin, ergenlik çağında "Bu haksızlıkları önlemek için ne yapabiliriz?" gibi sorular sorabilirler. Bu nedenle, haksızlıkları tarihsel ve politik bağlamda, adalet ve insan hakları çerçevesinde açıklamak daha uygun olabilir. Örneğin, "Gazze'deki çocuklar, İsrail'in Filistin'e yaptığı saldırılar nedeniyle zor şartlar altında yaşıyorlar. Onların okula gitme, güvenli evlerde yaşama ve temel ihtiyaçlarını karşılama hakları ellerinden alınıyor. Onların yaşadıkları bu haksız duruma dikkat çekmek ve seslerini duyurmak için boykot yapabiliriz, ya da onlara yardım gönderebiliriz." gibi ifadeler kullanılabilir. Çocukların yaşlarına göre sordukları sorular ve bu süreçlerden ne anladıkları farklılık gösterebilir, bu nedenle ebeveynlerin sorulara sade, net ve yaşa uygun cevaplar vermesi, onların süreci sağlıklı bir şekilde anlamalarına yardımcı olacaktır.

Güvenli ve destekleyici bir ortamın önemi

Çocukların haksızlıklar ve adalet konusunda travma yaşamadan bilinçlenmeleri için güvenli ve destekleyici bir ortam sağlamak büyük önem taşır. Araştırmalar, bu tür bir ortamın çocukların stres ve travmatik olaylarla daha iyi başa çıkmalarına yardımcı olduğunu gösteriyor[11,12]. Ebeveynler, çocukların duygusal tepkilerini dikkatle izlemeli ve gerektiğinde destekleyici müdahalelerde bulunmalıdır. Çocuklar, bu tür ağır konuları duyduklarında korku, üzüntü veya kaygı gibi duygusal tepkiler verebilirler. Bu tepkilere karşı ebeveynlerin sakin ve güven verici bir tutum sergilemeleri, onların duygusal düzenleme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur [11,13]. Ayrıca, ebeveynlerin umut ve dayanışma mesajları vermesi, çocuklara nasıl yardımcı olabileceklerini göstermesi de önemlidir. Bu, çocukların empati ve yardımseverlik gibi olumlu davranışlarını geliştirir [14]. Örneğin, travmatik olaylar hakkında konuşurken çocukların güvenli bir ortamda olduklarını hissetmelerini sağlamak ve onlara ihtiyaç duydukları duygusal desteği vermek, bu süreçte kritik bir rol oynar. Bu yaklaşımlar, çocukların sağlıklı büyümelerine ve başkalarına karşı duyarlı bireyler olmalarına katkı sağlar.

Çocukların haksızlıklar ve adalet konusundaki yüksek bilincini psikolojik olarak birkaç faktörle açıklayabiliriz. İlk olarak, çocuklar çevrelerindeki yetişkinlerin tutum ve davranışlarını model alır[15]. Yetişkinlerin haksızlıklara karşı duyarlı ve aktif olduğunu gören çocuklar, bu tutumları benimseyebilirler. İkinci olarak, çocuklarda adalet duygusu erken yaşta gelişir ve haksızlıklara karşı güçlü tepkiler verirler [16,17]. Empati üzerine yapılan araştırmalar, çocukların erken yaşlardan itibaren, özellikle bebeklik ve erken çocukluk dönemlerinde bile, başkalarının duygusal durumlarını anlamada yetenekli olduğunu gösterir [3,18]. Son olarak, çocuklar, medya aracılığıyla dünya sorunları hakkında daha fazla bilgi sahibi oluyorlar. Sosyal medya, haberler ve internet üzerindeki içerikler, çocukların bu tür olaylara karşı daha duyarlı hale gelmesine katkıda bulunabilir. Ancak, bu tür içeriklerin çocukların yaşına ve gelişim seviyesine uygun olup olmadığını göz önünde bulundurmak önemlidir. Ebeveynler, çocuklarının ne izlediğini takip etmeli ve gerektiğinde onların anlayacağı şekilde açıklamalar yaparak onlara rehberlik etmelidir.

Sonuç olarak, çocuklara Gazze'deki soykırımı ve Filistin ile ilgili konuları anlatırken, yaşlarına uygun bir yaklaşım benimsemek önemlidir. Onların görüşlerini ifade etmelerine olanak tanımak, destekleyici bir ortam sağlamak, empati geliştirmelerine yardımcı olmak, çocukların sağlıklı ve duyarlı bireyler olarak büyümelerine katkıda bulunur. Yetişkinlerin bu süreçte rol model olmaları ve medyanın etkisini göz önünde bulundurmaları çocukların bu tür konulardaki farkındalığını artırmada önemli bir rol oynar.

Teşekkür

Bu yazıya katkılarından dolayı Dr. Fatıma Tuba Yaylacı, Psk. Sevde Karakuş ve Psk. Asude Z. Erbay'a teşekkür ederim.

Kaynaklar

[1]Lundy, L. (2007). "Voice" is not enough: Conceptualising Article 12 of the United Nations Convention on the Rights of the Child. British Educational Research Journal, 33(6), 927–942.

[2]Durand, K., Gallay, M., Seigneuric, A., Robichon, F., & Baudouin, J.-Y. (2007). The development of facial emotion recognition: The role of configural information. Journal of Experimental Child Psychology, 97(1), 14–27.

[3]Montague, D. P. F., & Walker-Andrews, A. S. (2001). Peekaboo: A new look at infants' perception of emotion expressions. Developmental Psychology, 37(6), 826–838.

[4]Brunetta, J., Fahner, J., Legemaat, M., van den Bergh, E., Krommenhoek, K., Prinsze, K., & Michiels, E. (2022). Age-appropriate advance care planning in children diagnosed with a life-limiting condition: A systematic review. Children, 9(6), 830.

[5]Rossen, E., & Hull, R. (Eds.). (2013). Supporting and educating traumatized students: A guide for school-based professionals. Oxford University Press.

[6]Piaget, J. (1952). The origins of intelligence in children. International Universities Press.

[7]Wellman, H. M., Cross, D., & Watson, J. (2001). Meta-analysis of theory-of-mind development: The truth about false belief. Child Development, 72(3), 655–684.

[8]Wee, S. J., Kim, S. J., Chung, K., & Kim, M. (2022). Development of children's perspective-taking and empathy through bullying-themed books and role-playing. Journal of Research in Childhood Education, 36(1), 96–111.

[9]Diamond, A. (2013). Executive functions. Annual Review of Psychology, 64, 135–168.

[10]Luna, B., Padmanabhan, A., & O'Hearn, K. (2010). What has fMRI told us about the development of cognitive control through adolescence? Brain and Cognition, 72(1), 101–113.

[11]Bocknek, E. L., Brophy‐Herb, H. E., & Banerjee, M. (2009). Effects of parental supportiveness on toddlers' emotion regulation over the first three years of life in a low‐income African American sample. Infant Mental Health Journal, 30(5), 452–476.

[12]Ensink, K., Fonagy, P., Normandin, L., Rozenberg, A., Marquez, C., Godbout, N., & Borelli, J. L. (2021). Post-traumatic stress disorder in sexually abused children: Secure attachment as a protective factor. Frontiers in Psychology, 12, 646680.

[13]Morris, A. S., Silk, J. S., Steinberg, L., Myers, S. S., & Robinson, L. R. (2007). The role of the family context in the development of emotion regulation. Social Development, 16(2), 361–388.

[14]Eisenberg, N., & Fabes, R. A. (1998). Prosocial development. In W. Damon & N. Eisenberg (Eds.), Handbook of child psychology: Social, emotional, and personality development (5th ed., pp. 701–778). John Wiley & Sons, Inc.

[15]Bandura, A. (1971). Social learning theory. General Learning Press.

[16]Shaw, A., & Olson, K. (2014). Fairness as partiality aversion: The development of procedural justice. Journal of Experimental Child Psychology, 119, 40–53.

[17]Riedl, K., Jensen, K., Call, J., & Tomasello, M. (2015). Restorative justice in children. Current Biology, 25(13), 1731–1735.

[18]Knafo, A., Zahn-Waxler, C., Van Hulle, C., Robinson, J. L., & Rhee, S. H. (2008). The developmental origins of a disposition toward empathy: Genetic and environmental contributions. Emotion, 8(6), 737.

[Dr. Saliha B. Selman-Adıyaman, 2016 yılında İstanbul Şehir Üniversitesi Psikoloji bölümünden birincilikle mezun olmuştur. 2018 yılında Boston Üniversitesinde yüksek lisansını, 2023 yılında Wisconsin-Madison Üniversitesinde doktorasını tamamlamıştır.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.