Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'ye gönüllü dönüşler hızlanacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜYAP Fuar Merkezi'nde gerçekleşen Dünya Müslüman İş Alemi MÜSİAD Fuarı ve Uluslararası İş Forumu Kongresi'nde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'de huzur ve güven ortamı güçlendikçe gönüllü dönenlerin sayısı artacaktır. Kör bir husumetin tuzağına düşmeyeceğiz." dedi. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kuruluşlarımızın da göç olgusunu ırkçı, lümpen söylemlere mahkum etmek yerine bütüncül yaklaşımla ele almasını temenni ediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,"Göç konusu sadece bizim gibi geçiş güzergahındaki ülkeler için değil, gelişmiş-gelişmekte olan fark etmeksizin tüm dünya için günümüzün en hassas meselelerinden biridir. Türkiye açısından göç, dünyanın birçok ülkesine kıyasla çok daha eski bir kavramdır. Biz gerek coğrafi konumumuz, gerekse beşeri ve kültürel bağlarımız sebebiyle tarih boyunca göç hareketlerine muhatap olmuş bir ülkeyiz " dedi.
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği Uluslararası MÜSİAD Ticaret Fuarı'nda konuşan Erdoğan, programda olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Erdoğan, MÜSİAD başta olmak üzere bu fuarda emeği geçen herkesi tebrik ettiğini belirterek, İslam coğrafyasının farklı ülkelerinden fuara ve kongreye teşrif eden misafirlere "Türkiye'ye hoş geldiniz." dedi.
Bu sene 20'ncisi icra edilen MÜSİAD EXPO fuarının "Küresel ticaret burada." sloganıyla düzenlendiğine işaret eden Erdoğan, "Salı günü başlayan ve bugün sona erecek fuara ülkemiz içinden ve yurt dışından ilginin gayet yoğun olduğunu görüyorum. Fuar vesilesiyle 88 ülkeden iş insanları, sanayiciler ve yatırımcılar bir araya getirildi. Özellikle tekstil, makine, inşaat, yapı malzemeleri, gıda, tarım ve savunma sanayi firmalarımızın fuara mührünü vurmasını önemsiyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, bu gurur verici tablonun Türk ekonomisinin kapasitesi yanında, çeşitliliğini de gösteren kayda değer bir referans olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"24 sektörden 300'ü aşkın katılımcı firmayı buluşturan B2B görüşmelerinde hedef 1 milyar dolarlık ticari işbirliği hacmine ulaşmaktır. Çarşamba gününden bu yana yapılan temaslarla inşallah bu rakamın da üzerine çıkıldığına inanıyorum. Artık bir MÜSİAD klasiği haline dönüşen bu başarılı organizasyon dolayısıyla derneğimizin yöneticilerini tek tek kutluyor, etkinliğin bugünlere gelmesine katkı veren herkesi şükranla yad ediyorum. Gerek katılımcılar, gerek fuarda sergilenen ürünler, gerekse etkinlikler noktasında göz doldurucu bir içeriğe sahip MÜSİAD EXPO'nun yoluna güçlenerek devam edeceğini ümit ediyorum."
Uluslararası İş Forumu'nun "insani ve iktisadi boyutuyla göç" teması altında tertiplenmesinin de ayrıca takdire şayan olduğunu dile getiren Erdoğan, "Forumda yapılan tartışmaların da hayırlara vesile olmasını diliyorum. Burada şu hususun altını öncelikle çizmek isterim. Göç konusu sadece bizim gibi geçiş güzergahındaki ülkeler için değil, gelişmiş-gelişmekte olan fark etmeksizin tüm dünya için günümüzün en hassas meselelerinden biridir. Türkiye açısından göç, dünyanın birçok ülkesine kıyasla çok daha eski bir kavramdır. Biz gerek coğrafi konumumuz, gerekse beşeri ve kültürel bağlarımız sebebiyle tarih boyunca göç hareketlerine muhatap olmuş bir ülkeyiz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Osmanlı Devleti'nin toprak kayıplarının 19. yüzyıldan itibaren hızlanması nedeniyle Kırım, Kafkaslar ve Balkanlar'dan yoğun göçler alındığını hatırlattı.
"MUSEVİ VE HRİSTİYANLARA DA KAPIMIZI AÇTIK"
Son iki asırda başı dara düşen, sürgüne uğrayan soydaşları muhabbetle bağırlarına bastıklarını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Müslümanlarla birlikte gün oldu, Musevi ve Hristiyanlara da kapımızı açtık. 1. Körfez Savaşı'nda, Kuzey Irak'ta zulüm gören Kürt kardeşlerimiz gibi 2011 yılından itibaren Suriye'deki iç savaştan kaçan komşularımıza da sahip çıkan biz olduk. Meselenin bir diğer boyutu ise şudur; 1960'lardan başlayarak yüz binlerce insanımız İstanbul'un Sirkeci tren istasyonundan davul-zurnayla uğurlanarak gurbet trenlerine bindi, 'acı vatan' dedikleri Almanya'ya daha sonra da Belçika, İsviçre ve diğer Avrupa ülkelerine iş için, ekmek için, rızıklarını kazanmak için gitti. Bugün çoğu Suriye'den 3,5 milyon civarında yerlerinden edilmiş insana ev sahipliği yapıyoruz. Yine bugün kahir ekseriyeti Almanya'da olmak üzere Avrupa'nın farklı ülkelerinde 6 milyonu aşkın kardeşimiz hayatlarına devam ediyor, yaşadıkları ülkelerin ekonomisine önemli katkılar sunuyor."
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği Uluslararası MÜSİAD Ticaret Fuarı'nda konuşan Erdoğan, göç ve göçmenlik olgusuna aşina bir millet olunduğunu, hem uzun yıllar farklı kaynaklardan göç alındığını hem de vatandaşları göçmen olarak farklı ülkelere gönderdiklerini anımsattı.
Bu tecrübenin, son yıllarda iş çevreleri dahil milletin farklı kesimlerini meşgul eden göç meselesini daha sağlıklı bir zeminde değerlendirmelerine imkan sağladığını belirten Erdoğan, "Bakınız kimi ülkeler göçmen konusuna sadece menfaat penceresinden yaklaşabilir. Kimi ülkeler bunu etnik ve kültürel bir tehdit olarak ele alabilir. Kimileri ise bu meseleyi sadece güvenlik ekseninden okuyabilir. Ama biz Türkiye olarak göç olgusuna çok boyutlu bir şekilde, özellikle insani değerleri merkeze alan bir yaklaşımla bakmak zorundayız. Şimdiye kadar sayısız toplantıya, araştırmaya, sempozyuma konu olan bu meseleyi bütünlüklü bir anlayışla okumak, buna göre doğru, kalıcı ve uzun vadeli politikalar geliştirmek mecburiyetindeyiz." ifadelerini kullandı.
Göç başlığı her açıldığında konuyu hemen düzensiz göçle mücadele parantezine alıp güvenlikleştirmenin doğru bir tavır olmadığını anlatan Erdoğan, "Düzensiz göç baskısıyla yüzleşen her devlet gibi elbette Türkiye de illegal göç akınlarıyla mücadelesini tavizsiz sürdürecektir. Hudutlarımızın güvenliğini namusumuz bilip koruyacağız. İlave tedbirlerle daha da tahkim edeceğiz. Aynı şekilde kayıt dışılığın sıfırlanmasına yönelik kararlı politikalarımızdan geri adım atmayacağız." diye konuştu.
"SIĞINMACILAR VE GÖÇMENLERLE İLGİLİ NEFRET SÖYLEMLERİ VE PROVOKASYONLARA 'EYVALLAH' DİYEMEYİZ"
Geçici koruma altındaki kardeşlerinin doğdukları topraklara gönüllü, güvenli, onurlu geri dönüşlerini teşvik ettiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Suriye'de huzur ve güven ortamı güçlendikçe inanıyoruz ki hem gönüllü geri dönüşler hızlanacak hem de gönüllü dönenlerin sayısı artacaktır. Fakat tüm bunları yaparken kör bir husumetin tuzağına da düşmeyeceğiz. Avrupa'sından Amerika'sına herkesin ciddi katma değer sağladığı göç, göçmen konusuna kategorik olarak karşı çıkamayız. Özellikle de sığınmacılar ve göçmenlerle ilgili nefret söylemlerine, faşizme, ırkçı vandallığa ve provokasyonlara 'eyvallah' diyemeyiz. Hiç kimse kendi sığ sularına ülkemizi hapsedemez. Türkiye, bu hususta doğru olanı, insani olanı, üretimi, sanayisi, ticareti, turizmi için en isabetli olanı yapmak durumundadır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD'ın göç-göçmen konusuna bu geniş perspektiften bakmasını çok değerli bulduğunu dile getirerek, MÜSİAD dışındaki diğer kuruluşların da göç olgusunu ırkçı, lümpen söylemlere mahkum etmek yerine ön yargılardan uzak, fırsatları da ihtiva eden bütüncül bir yaklaşımla ele almasını temenni etti.
Salgınla beraber küresel ekonomi ve ticaretin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük şoklarından birini yaşadığını kaydeden Erdoğan, "Bunun hemen ardından Rusya-Ukrayna Savaşı ve fiyat baskıları, küresel ekonomide yavaş, dengesiz bir toparlanmaya yol açtı. Ticarette artan korumacılık ve bölgemizde bir türlü sonlandırılamayan çatışmalar, belirsizlikleri derinleştirmek suretiyle küresel ekonomiyi yeni risklerle karşı karşıya bırakıyor. Bu gelişmelerin de etkisiyle küresel ekonomi 2023 yılında yüzde 3,3 büyüyerek tarihi ortalamalarının altında bir performans gösterirken, ticaret hacmiyse yüzde 1,1 oranında küçüldü." değerlendirmesinde bulundu.
"BÜYÜMEMİZ ÖNEMLİ ORANDA NET MAL VE HİZMET İHRACATINDAKİ ARTIŞTAN KAYNAKLANMAKTADIR"
Bütün zorluklara rağmen Türkiye ekonomisinin üretimde, istihdamda ve dış ticarette güçlü bir performans sergilediğine dikkati çeken Erdoğan, "2023 yılında zayıf dış talep ve deprem felaketlerine rağmen yüzde 5,1 oranında büyüme kaydettik. Ekonomik büyüklüğümüz 2023 yılında 1 trilyon 130 milyar dolara yükseldi. Kişi başına milli gelirimiz de buna paralel olarak yüzde 24,2 oranında artarak 13 bin 243 dolara çıktı. Nereden nereye? 2024 yılının ikinci çeyreğinde ise yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 202 milyar dolar ekonomik büyüklüğe ulaştık." dedi.
Türkiye ekonomisinin 17 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, "2024 yılının ilk yarısında büyümemiz yüzde 3,8 olarak gerçekleşti. Bu sabah açıklanan üçüncü çeyrek rakamlarında ise yıllık bazda yüzde 2,1 büyüme oranına ulaştık. Milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolara, kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin büyümesinin önemli oranda net mal ve hizmet ihracatındaki artıştan kaynaklandığına işaret eden Erdoğan, "2021 yılında ilk defa yüzde 1 seviyesini aşan küresel mal ihracatından aldığımız pay, 2023 yılında yüzde 1,07'ye yükseldi. Benzer şekilde küresel hizmet ihracatından aldığımız pay da 2023 yılında yüzde 1,35'i buldu. Mal ihracatımız 2024 yılının ekim ayı itibarıyla rekor kırarak, son 12 ayda 262,3 milyar doları yakaladı. Yıllıklandırılmış hizmet ihracatımızda ise eylül ayı itibarıyla 112 milyar doları aştık." şeklinde konuştu.
Erdoğan, 2024'ün 10 aylık döneminde 54 milyon 700 bin turist rakamıyla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7'lik bir artış gördüklerini belirterek, "Eylül ayında istihdam edilenlerin sayısı yıllık bazda 1 milyon 129 bin kişi artarak 32,8 milyon kişiye çıktı. İşsizlik oranımız ise yüzde 8,6 olarak gerçekleşti." dedi.
Bu verilerin, Türk ekonomisinin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme hedefine emin adımlarla ilerlediğini gösterdiğini kaydeden Erdoğan, bu başarılarda MÜSİAD üyelerinin çok büyük payı olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, 1990'dan bu yana Türkiye'nin ekonomisi, ihracatı, istihdamı ve demokrasisine yeri doldurulamaz katkılar yapan MÜSİAD'a, ülkesi ve milleti adına teşekkür ederek, her ne pahasına olursa olsun kazanmak, zenginleşmek yerine helalinden kazanmayı şiar edinen MÜSİAD'la iftihar ettiğini söyledi.